LIVING WITHOUT THE PAIN OF EXISTENCE: AN ANALYIS OF THE MOVIE PERFECT DAYS


Creative Commons License

Tutar H., ÖZTÜRK H.

İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, vol.10, no.1, pp.380-397, 2025 (Peer-Reviewed Journal) identifier

Qısa məlumat

This study aims to examine the 2023 film Perfect Days, directed by Wim Wenders, through its visual and thematic structure with a semiotic approach. The film presents the existential meanings and inner depth hidden behind the simple life practices through the daily routines of a character named Hirayama, who cleans public toilets in Tokyo. This life, which seems monotonous at first glance, carries important clues about the serene relationship the individual establishes with himself, his ties with nature, and his way of confronting the past. In the introduction section of the study, which is examined with a semiotic method, indirect references to Shintoism and Buddhism are examined through details such as Hirayama's morning rituals, his interest in nature, his habit of listening to analog music, and his book choices. These elements show that the character is searching for spiritual balance and tries to achieve inner peace through a simple lifestyle. The purposeful sampling technique was used in selecting the film, which was examined with the semiological method, one of the qualitative research designs, and the richness of the film's symbolic, philosophical, and spiritual elements effectively selected the technique in question. Visual symbols, spatial compositions, the character's connection with literature and music, and emotional relationships were evaluated from a semiotic perspective in the analysis process. Hirayama's encounters with people who carry traces of the past underline that there is not only peace in his life but also repressed emotions and longings. In conclusion, Perfect Days offers a powerful narrative that addresses the search for meaning in ordinariness, individual existence, and the aesthetic dimensions of simple life. While the film prompts us to think about the value of small moments, it offers an impressive cinema experience that reflects the inner world of the modern individual. The film skillfully handles individual serenity and existential questions, questioning the ability of modern people to find cosmic meanings in simple and repetitive life practices.
Bu çalışma, Wim Wenders’in yönetmenliğini üstlendiği 2023 yapımı Perfect Days adlı filmini, görsel ve tematik yapısı üzerinden, göstergebilimsel bir yaklaşımla incelemeyi amaçlamaktadır. Film, Tokyo’da umumi tuvaletleri temizleyen Hirayama isimli bir karakterin gündelik rutinleri aracılığıyla, sade yaşam pratiklerinin ardında gizlenen varoluşsal anlamları ve içsel derinliği izleyiciye sunmaktadır. İlk bakışta monoton görünen bu yaşam, aslında bireyin kendisiyle kurduğu dingin ilişkiye, doğa ile olan bağlarına ve geçmişle yüzleşme biçimine dair önemli ipuçları taşımaktadır. Göstergebilimsel bir yöntemle incelenen araştırmanın giriş bölümünde, Hirayama’nın sabah ritüelleri, doğaya olan ilgisi, analog müzik dinleme alışkanlığı ve kitap seçimleri gibi detaylar üzerinden Şintoizm ve Budizm’e yapılan dolaylı göndermeler incelenmiştir. Bu öğeler, karakterin ruhsal bir denge arayışı içinde olduğunu ve sade bir yaşam biçimi aracılığıyla içsel huzura ulaşmaya çalıştığını göstermektedir. Nitel araştırma desenlerinden semiolojik yöntemle incelenen filmin seçiminde amaçlı örnekleme tekniği kullanılmış ve söz konusu tekniğin seçiminde filmin sembolik, felsefi ve ruhani, öğelerinin zenginliği etkili olmuştur. Analiz sürecinde görsel simgeler, mekânsal kompozisyonlar, karakterin edebiyat ve müzikle kurduğu bağ ile duygusal ilişkileri göstergebilimsel bir perspektiften değerlendirilmiştir. Hirayama’nın geçmişe dair izler taşıyan insanlarla olan karşılaşmaları, onun yaşamında sadece huzur değil, aynı zamanda bastırılmış duygular ve özlemler de bulunduğunun altı çizilmiştir. Sonuç olarak Perfect Days, sıradanlık içinde anlam arayışını, bireysel varoluşu ve sade hayatın estetik boyutlarını ele alan güçlü bir anlatı sunmaktadır. Film, küçük anların değeri üzerine düşünmeye sevk ederken, modern bireyin içsel dünyasını yansıtan etkileyici bir sinema deneyimi sunmaktadır. Film, bireysel dinginlik ve varoluşsal sorgulamaları ustaca işleyerek, modern insanın sade ve tekrar eden hayat pratikleri içinde kozmik anlamlar bulabilme yetisini sorgulamaktadır.